Bebeğin anneyle iletişimi annenin henüz karnındayken başlıyor. Çocuk gelişimine önemli etkisi olan müzik, hamileler ve henüz anne karnında olan bebekler için de son derece yararlı. Müzik hayatımızın her alanında var. Yalnız kaldığımızda, sevdiklerimizle olduğumuzda, törenlerde, kutlamalarda, okullarda, bazen çalışırken bile arkada planda sakin müzikler dinliyoruz. Sevdiğimiz şarkılar ruh halimizi anında değiştirebiliyor ki müziğin iyileştirici, sakinleştirici, mutluluk verici etkisi herkes için geçerli. Hatta bu durumun henüz anne karnında başladığı ile ilgili çalışmalar yürütülüyor. Hamileler ve anne adayları, yoğun bir stres ve duygu değişimiyle mücadele ettiklerinden müziğin iyileştirici etkisiyle huzur buluyor; anne adaylarının dinlediği şarkılar doğal olarak bebeği de etkiliyor.
Anne karnındaki bebek; annesinin kalp sesini, damardan geçen kan sesini net olarak duyuyor. Dışarıdan gelen sesleri ise uğultulu bir şekilde algılıyor. Hamilelik döneminde anne karnındaki bebeğe müzik dinletmenin zeka gelişimine ne kadar katkıda bulunduğuna dair kesin bir bulgu olmasa da çalışmalar, bebeğin sakin ve huzurlu olduğunu ortaya koymaktadır.
Hamilelikte anne hangi müzikleri dinlenmeli?
Bebekler, hamileliğin 16’ncı haftasından itibaren dışarıdan gelen sesleri duyabiliyor. Gebelik sırasında uzmanlar ise genellikle yavaş tempolu, yumuşak, hafif müzikleri tavsiye ediyor; Klasik Batı Müziği, Klasik Türk Müziği ya da enstrümental gibi. Bebeklerin kalp atışlarına en uyumlu olan müziğin “Klasik Müzik” olduğu söyleniyor. Mozart, Bach gibi bestecilerin eserleri, Mevlevi müziği, ney sesi bebeğe sakinlik ve huzur vermekte. Çok sesli ve sert müzikler ise bebeğin kulaklarına zarar verebiliyor. Bebeklerde 80 desibel üzeri seslerin stres oluşumuna yol açtığı da biliniyor. Anne adayı da bebeğin hangi müziklerde/ şarkılarda ne tür davranışlar sergilediğini gözlemleyip ona göre bir müzik tarzı belirleyebilir.
Üstelik anne karnındayken bebeğe dinletilen müziklere, bebekler alışabiliyor ve doğumdan sonra da bu müzikleri, sesleri hatırlayabiliyorlar. Doğumdan sonra da bu müzikler dinletilip bebeğin sakinleşmesi, rahatlaması sağlanabilir. Bebek, annesinin söylediği ninnilere alışır ve o ninniyle rahatlıkla uykuya dalabilir. Aynı şekilde anne karnında klasik müzik dinletilmiş bir bebek, doğduktan sonra da o müzikle uyuyabilir. Kimi uzmanlara göre gebeliğin 28’inci haftası itibariyle bebeğin beyin hücreleri geliştiği için bebeğe müzik dinletmek faydalı. Müzik bir bakıma annenin bebekle iletişim kurma yöntemi. Anne adayının mutluluğu da bebeğin mutluluğu ve huzuruyla paralel. Annenin müzik dinlerken salgıladığı endorfin, melatonin ve serotonin gibi mutluluk hormonlarının bebeğe olumlu etkisi olduğu kesin.
Hamilelerin zaten cep telefonlarından mümkün olduğunca uzak durması tavsiye edilirken cep telefonlarını karınlarına dayayarak bebeğe müzik dinletmeleri önerilmiyor. Kulaklıkları da anne karnına dayamak doğru değil. Bebekte strese yol açabilir ve gereksiz bir ses, gürültü oluşur. Anne adaylarının fazla gürültülü ortamlarda bulunmaması da uzmanların bir diğer uyarısı. Hamilelikte bebek ile iletişim ve müziğin olumlu etkisinin altını çizdik. Ya sonrası? Müziğin hayatın her anında olumlu bir etkisi olduğu aşikar. Anne karnındayken “ritim” ile tanışan bebekler, daha sonraki yaşamlarında daha sosyal, mutlu ve başarılı olabiliyor. Araştırmalara göre bebeğe müzik dinletmek, miniklerin beyninde yeni bağlantıların ve yolların oluşmasını destekliyor. Doğumdan sonra ve ileriki yaşlarda da müzikle büyüyen çocuklar; duygusal zeka, matematik, dil, yaratıcılık, sosyal iletişim ve hafıza gibi alanlarda da hızlı bir gelişim gösteriyor. Müziğin ritmine göre hareket etmeye başlayan bebekler, fiziksel gelişimlerinin tamamlanmasıyla oynamaya, dans etmeye, el çırpmaya başlıyor. Bu hareketler ise bebeklerin ve çocukların motor ve küçük kas becerilerinin gelişimini destekliyor. Müziğin, kulak ve dil gelişimine de katkısı büyük. Annenin bebeğine bakarak ninni veya şarkı söylemesinin miniklerin dil gelişimine yararları tartışılmaz.
Hamilelik ve hamilelik sonrasında dinlenen müziklerin bebeklere etkisini vurguladık ama anne adayları ve anneler için de müziğin pozitif bir etkisi olduğunu da belirtmeliyiz. Müzik dinlemek, annelerin ve anne adaylarının stresten uzaklaşmak için başvurabileceği en pratik ve kolay bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Uzmanlar özellikle doğumdan sonra yaşanabilecek depresyonun en az hasarla atlatılmasında müziğin önemine dikkat çekiyor. Hamilelik sırasında ve sonrasında annenin üzüntüsü ve stresi, tavşan ya da yarık dudak adlandırılan fiziksel rahatsızlığa, erken doğuma ya da emzirmenin bile güçleşmesine neden olabiliyor.
İlgili
İlgili yazılar
Süt Dişleri Nasıl Koruyabiliriz?
Çocuklarda Sık Yaşanan Ayak Sorunları Nelerdir?
Çocukların ayaklarında gelişen bozuklukların erken tanısı son derece önemlidir. Bu ayak sorunlarını iki farklı kategoriye ayırabiliriz. Çocukların yüzde 60, 70,…
Masallar Çocukları Nasıl Etkiler?
Asırlardır anlatılan ve dilden dile dolaşan masalların çocuklar üzerindeki etkisi büyüktür. Esasına baktığımızda olağanüstü olaylar gibi görünen, ama çoğu zaman…
Bebeklerle Oynanabilen Oyunlar Nelerdir?
Bebekler için oyun, onların gelişiminin en önemli kısmı olarak kabul edilir. Gelişimi süresince zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlamak…
Hamilelikte Kansızlık Nedir?
Hamilelik döneminde anne adaylarının vücutlarındaki kan miktarı artar ve böylece buna bağlı olarak artan kapasitenin karşılanmamasıyla gebelikte kansızlık görülebilir. Birçok…
Prematüre Bebeklerin Beslenmesi
Prematüre bebekler genellikle miadında doğanlara oranla daha sık beslenirler ve beslenme süreleri de daha uzundur. Daha sık beslenen bebeklerin altlarını…
Bebekler Neden Huzursuz Emer?
Hamileliğin ilk haftalarında düzenli bir emzirme takvimi oluşabilir. Sonrasında genellikle bu düzene bağımlı olarak ilerleme sağlanır. Eğer bebeğinizin bir düzeni…
Emzirme Döneminde Kafein Tüketimi Nasıl Olmalı?
Tüketilen tüm besinlerden alınan kafein kana karışır ve besinlerden alınan oranla anne sütüne geçer. Günlük alınan miktar 400 mg’ı aşarsa,…
6. Aydan Sonra Beslenme Önerileri
Hamilelik, doğum, yüzündeki ilk gülümseme, çıkardığı ilk dişin heyecanı, attığı ilk adım. Tüm bu heyecanlı süreçler göz açıp kapayıncaya kadar…