Blog Post

6. Aydan Sonra Beslenme Önerileri
Beslenme

6. Aydan Sonra Beslenme Önerileri 

Hamilelik, doğum, yüzündeki ilk gülümseme, çıkardığı ilk dişin heyecanı, attığı ilk adım. Tüm bu heyecanlı süreçler göz açıp kapayıncaya kadar geçer ve kendinizi bir anda 1 yaş ebeveyni olarak bulursunuz. İlk 6 ay yalnızca anne sütü, 6.aydan sonra yavaş yavaş ek gıdalarla beslediğiniz bebeğiniz bir anda kendi beslenmesiyle ilgili söz sahibi olmuştur artık ve sizinle beraber aile sofrasındaki yerini almıştır. O da artık tıpkı sizin gibi bir birey.
Bu dönem; beslenme alışkanlıklarının kazanıldığı, damak tadının oluştuğu dönemdir.
Yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayarak, çocuklarımızın optimal büyüme ve gelişmelerini destekler, yetişkin dönemdeki sağlıklı yaşam adına yatırım yapmış olursunuz.
Bunun için besinleri tanımasını sağlamak ve besin seçimlerine yardımcı olma görevi de siz anne babalara düşüyor.
Çocuklar bu dönemde çok iyi birer izleyicidirler ve alışkanlık kazanabilmek için bir rol modele ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenen ailelerin çocukları doğru beslenme alışkanlıkları edinebilme konusunda çok daha şanslılar. Kahvaltı yapmayan, öğün atlayan anne ya da yemek seçen baba, farkında olmadan bu istenmeyen beslenme alışkanlıklarını geliştirmesine neden olabilir.

Bu yaş grubu çocuklar 5 ana besin grubunu her gün tüketmelidir.
Süt ve süt ürünleri
Beyaz ve kırmızı etler, balık, yumurta ve kuru baklagiller
Ekmek ve tahıllar
Sebze ve meyveler
Yağlar ve şekerler
1-4 yaş arası çocukluk döneminde büyüme ve gelişme oldukça hızlıdır. Bu hızdan en fazla nasibini alan yapılar da kuşkusuz kemik doku. Kemik gelişimini desteklemek için bu dönemde daha fazla süt grubu besinlere gereksinim duyurulur. Diş gelişimini de destekleyen bu grup besinler, kalsiyumun yanı sıra fosfor ve protein yönünden de zengindir. 2,5-3 porsiyon kadar süt grubu besinleri tüketmek, günlük gereksinimlerini karşılamaları için yeterlidir. Kemik sağlığı için bir diğer önemli katkıyı da güneş ışığı ve fiziksel aktivite sağlar. Bir taşla iki kuş vurmak için güneşin dik geldiği saatlerde dışarıda oyun oynamarını sağlayabilirsiniz.
Yukarıda da bahsettiğim gibi; çocukluk döneminde edinilen beslenme alışkanlıkları yaşam boyu devam eder. Çocuklara sebze-meyve tüketimini sevdirmek için biraz daha fazla çabaya sizce de değmez mi?
Her renkten sebze ve meyveye günlük beslenmelerinde yer vermek, vitaminler, fito kimyasallar, lif ve su ile 1-4 yaş grubu çocukların büyüme ve gelişmesinin yanı sıra sindirim sistemi sağlığı açısından oldukça önemlidir.
Bu yaş grubundaki çocuklar günde 4 porsiyon yani 400g kadar ve farklı renklerde sebze ve meyve tüketmelidir. 3 porsiyon meyve, 2 porsiyon sebze bu miktarı karşılamak için yeterli. Vücudumuzda yapım ve onarımda, büyüme ve gelişmede görevli olan besin öğesi proteinlerdir. Bu besin ögesini en çok içerek besinlere; beyaz ve kırmızı etler, balık, yumurta örnek verilebilir. Hayvansal kaynaklı bu besinler vücudumuzun en iyi kullanabildiği protein içeren besinlerdir. Kuru baklagillerin de protein içeriği yüksektir ancak sindirimi daha zordur. Büyüme ve gelişmenin devamı ile bağışıklık sisteminin optimal çalışabilmesi için, 2-3 yaş arası çocuklar bu besinlerden günde yaklaşık 60g, 4 yaşındaki çocuklar ise günde 80g tüketmelidir. 2-3 köfte, 1 adet tavuk baget bu ölçüleri karşılayan örnekler olarak verilebilir.
Büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu bu dönemde enerji ihtiyacı da fazladır. Ekmek ve tahıllar, B grubu vitaminler ile karbonhidrattan zengin olup, artan enerji ihtiyacını karşılamak için önemli katkı sağlarlar. Tam tahıllar ise içerdikleri lif ile özellikle sindirim sistemi sağlığını destekler.
Yağlar sağladığı enerji ve E vitamini ile yağda çözünen vitamin ve minerallerin emilimi için gerekli ortamı sağlaması açısından son günlük beslenmede yer verilmesi gereken önemli besin ögelerindendir. Buna ek olarak çocukluk çağından başlayarak zeytinyağı ile beslenen çocuklarda ileriki yaşamda diyabet ve kalp damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara yakalanma riski daha düşüktür. Badem, fındık, ceviz, yer fıstığı gibi yağlı tohumlar da içerdiği doymamış yağ asitleriyle kalp damar sağlığına önemli katkı sağlarlar. Ancak küçük bir uyarı! Alerjen yönünden iyi değerlendirilmelidirler.
Çocukların kendi kendilerine beslenmelerine olanak tanımak, mental yeterliliklerinin ve özgüvenlerinin gelişmesine katkı sağlar. Bu nedenle ek gıdaya geçilen dönemden itibaren besinlere dokunmalarına, dokularını hissetmelerine, kokularını hissetmelerine, her bir besini ayrı ayrı tanımalarına izin vermelisiniz. Bunun için parmak besinler oldukça iyi birer seçenek. Küçük dilimler halinde salatalık, havuç, elinde tutabileceği ölçüde dilimlenmiş meyveler, lokma büyüklüğünde köfte, et, tavuk, balık, yumurta örnek verilebilir. Sofranız rengarenk ve besleyici olsun.

Diyetisyen, İrem Kahraman

İlgili yazılar