Uzun yıllardır okul döneminde olan çocukların matematik dersinden korktuğunu hepimiz biliyoruz. Veriler de bu düşüncelerimizi doğruluyor. Çocuklar matematik derslerinde zorlanıyor. Psikolojik Danışman ve Okul Öncesi Öğretmeni Seda Doğan bu konu hakkında bizlere bilgilendirmelerde bulundu. Çocuklara nasıl matematiği sevdirebiliriz, gelin birlikte bakalım.
”Çevremde matematiği sevmeyen ve onunla asla barışamayan kişiler tanıyorum ve her zaman kendimi de bunların içine dahil ettim. Geçen gün dersimde ‘bugünkü konumuz matematik, sizi matematikle tanıştıracağım’ dediğimde ‘öğretmenim ben matematik sevmem, hiç de anlamam’ diyen 5 yaşındaki öğrencimin o isteksizliğiyle büyük bir şaşkınlığa uğradım. Sadece 5 yıldır hayatta olan bir çocuğun matematik kavramına bu kadar ön yargılı olması, anlamayacağına olan inancının bu kadar net olması bu konu hakkında düşünmeme sebep oldu.
Hadi bir bakalım neden korkuyoruz matematikten?
Neredeyse hepimiz ilkokul yıllarında tanıştık matematikle ve tek yaptığımız matematiksel terimlerle, işlemlerle uğraşmak oldu. Günlük yaşamda asla kullanmayacağımızı düşündüğümüz bir çok kavramla sadece bir sınavı geçmek için uğraştık ve amacımıza ulaştıktan sonra silip attık.
Eğitimcilik hayatımda bir çok çocuk gözlemledim ve vardığım en sağlam tespit; okul öncesi dönemin önemini ve bu dönemdeki yaşantılarımızın hayatımızı şekillendirdiğini anlamak oldu.
Her beceri gibi matematik alanı da çocuklar için yeni ve bilinmezlerle dolu, keşfedilmeyi bekleyen bir ülke.. Merak duyuyorlar, öğrenmek istiyorlar ve çaba gösteriyorlar.
peki eğitimciler ve aileler olarak biz ne yapıyoruz?
Onların bu doğuştan getirdikleri meraklarını, cesaretlerini desteklemek için nasıl bir yol izliyoruz?
Sizce bana matematiği sevmiyorum diyen çocuk bu ön yargıyı doğduğu anda mı oluşturdu? Yoksa yaşadığı 5 yılda mı şekillendirdi?
Peki bu ön yargıyı kırıp nasıl kendine güvenip matematikle barıştıracağız çocuklarımızı? Onlara nasıl rehberlik edeceğiz?
Öğretmen olarak yaptığım ve olumlu sonuçlar aldığım belli başlı yöntemleri paylaşmak istiyorum.
-Önceliğim her zaman merak oldu. Çocuklar inanılmaz bir merak duygusuyla güdüleniyorlar ve bizim en büyük şanslarımızdan biri bu donanıma sahip olmaları. Bir problem durumundan, bir bilmeceden bir kukladan faydalanarak onların ilgisini çekip öğrenmeye olan isteklerini arttırabilirsiniz.
-Çocuklara neyi neden yaptığımızı açıklamıyoruz çoğu zaman ve öğrenirken bilgiler kullanılmadığı için kalıcı hale gelmiyor. Matematiği neden öğrenmesi gerektiğini bilmeyen bir çocuk sizce buna ilgi duyacak mıdır?
-Matematiği sayılar ve işlemler olarak sınırlandırmayın. Çocuğunuzun öncelikle problem çözme becerisini geliştirmesine fırsat tanıyın. Zihin karmaşık bir yapı ve kullandıkça güçleniyor unutmayın. Çok yönlü beceri geliştirmesi soyut düşünmesini geliştirecek bir kazanım olacak.
-Çocuğun gelişim özelliklerine uygun nesneler kullanmaya özen gösterin. Somut dönemde olan bir çocuktan soyut işlemler yapmasını beklemek sistemi işlevsiz bir hale getirecektir.
-Her beceri öğretimde olduğu gibi ‘oyunu’ temel araç olarak kullanın. Oyun çocuğun en ciddi uğraşıdır! Oynayarak hayatı tanır, kendini tanır ve oyun yoluyla şekillenir.
-Kendi ön yargılarımızı, kaygılarımızı çocuğa hissettirmeyin. Korku, kaygı sosyal öğrenmeye çok açıktır. Kendi deneyimlemese bile en güvendiği bireylerin güvenmediği bir şeye güvenmeyecektir ve onlar gibi uzak duracaktır.
-Yaşamsal becerilerini unutmayın. Markette, sokakta, trafikte her yerde matematiğin olduğunu kavramasında yardımcı olun.
Ne güzel demiş Baykul; ‘Matematik, dünyayı anlamamızda ve yaşadığımız çevreyi geliştirmede başvurduğumuz bir yardımcıdır.’
Bize hep zorluk olduğu öğretildi ve merak duygumuz törpülendi. Yapılmış bir çok araştırma gösteriyor ki bu ön yargılar okul öncesi dönemde oluşuyor ve kalıplaşmış düşünceler olarak gelişimimizin diğer dönemlerinde bizi takip ediyor.
Bir dönemin çocukları olarak bu kaygıyla ve başarısızlık hisseyle çok mücadele ettik. Ama yeni bir nesil geliyor ve inanın çocuklar tahmin ettiğimizden daha hızlı öğreniyorlar. Korkuyu, öğrenilmiş çaresizliği bırakmayalım onlara. Eğitimciler, anne babalar olarak üzerimize düşeni yapalım ve oyunla, eğlenceyle, hayatın akışını bozmadan sevdirelim matematiği.
Bir okul öncesi öğretmeni olarak ve bunları uygulayıp çok verimli çok keyifli vakit geçirmiş biri olarak söylüyorum ki ‘eğer uğraşınız çocuksa oyunla her şey mümkün’.”
İlgili
İlgili yazılar
Çocuk Psikolojisinde Anne ve Babanın Önemi
Çocuklardaki Sosyal Medya Kullanımı
Okula Dönüş: Sağlıklı Beslenme
Çocuklarda Ayak Üstüne Basamama: Nedenleri
Çocuklarda Uyku Bozuklukları
Çocuklarda Sık Yaşanan Ayak Sorunları Nelerdir?
Çocukların ayaklarında gelişen bozuklukların erken tanısı son derece önemlidir. Bu ayak sorunlarını iki farklı kategoriye ayırabiliriz. Çocukların yüzde 60, 70,…
Masallar Çocukları Nasıl Etkiler?
Asırlardır anlatılan ve dilden dile dolaşan masalların çocuklar üzerindeki etkisi büyüktür. Esasına baktığımızda olağanüstü olaylar gibi görünen, ama çoğu zaman…
Bebeklerle Oynanabilen Oyunlar Nelerdir?
Bebekler için oyun, onların gelişiminin en önemli kısmı olarak kabul edilir. Gelişimi süresince zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlamak…
Hamilelikte Kansızlık Nedir?
Hamilelik döneminde anne adaylarının vücutlarındaki kan miktarı artar ve böylece buna bağlı olarak artan kapasitenin karşılanmamasıyla gebelikte kansızlık görülebilir. Birçok…
Prematüre Bebeklerin Beslenmesi
Prematüre bebekler genellikle miadında doğanlara oranla daha sık beslenirler ve beslenme süreleri de daha uzundur. Daha sık beslenen bebeklerin altlarını…
Bebekler Neden Huzursuz Emer?
Hamileliğin ilk haftalarında düzenli bir emzirme takvimi oluşabilir. Sonrasında genellikle bu düzene bağımlı olarak ilerleme sağlanır. Eğer bebeğinizin bir düzeni…
Emzirme Döneminde Kafein Tüketimi Nasıl Olmalı?
Tüketilen tüm besinlerden alınan kafein kana karışır ve besinlerden alınan oranla anne sütüne geçer. Günlük alınan miktar 400 mg’ı aşarsa,…
6. Aydan Sonra Beslenme Önerileri
Hamilelik, doğum, yüzündeki ilk gülümseme, çıkardığı ilk dişin heyecanı, attığı ilk adım. Tüm bu heyecanlı süreçler göz açıp kapayıncaya kadar…