Blog Post

Çocuk Psikolojisinde Anne ve Babanın Önemi
Çocuk

Çocuk Psikolojisinde Anne ve Babanın Önemi 

Erken çocukluk dönemi olarak adlandırılan 0-8 yaş gelişimin temellerinin atıldığı, temel bilgi ve becerilerin kazanıldığı yıllar olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Bu dönemde bilişsel, dil, sosyal-duygusal, psiko-motor gelişim alanları yönünden çocuğun hızlı bir gelişim göstermesi ve öz bakım becerilerini kazanması nedeniyle eğitime doğum ile başlanmaktadır. Bu yıllar, diğer yaşam dönemleri ile kıyaslandığında gelişim alanlarının birbiriyle ilişkisinin en fazla olduğu dönem olması nedeniyle kritik yıllar olarak da adlandırılmaktadır.
Dolayısıyla, erken çocukluk döneminde çocuğa gösterilecek özen ve ona verilecek eğitim geleceğin sağlıklı, yaratıcı, üretken ve başarılı bireylerinin altyapısını hazırlamaktadır. Bu yıllarda, çocukların sürekli öğrenme hâlinde olduğu bilinmekte ve bu dönemdeki olumsuz yaşantılar sürekli alışkanlık hâline gelmektedir.
Çocuğun içinde yaşadığı çevresel koşullar ve aile ortamının niteliği, çocuğun gelişim alanlarını olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir. Erken çocukluk döneminde çocuğa sunulan koşulsuz sevgi, güven verici ortam ve zengin uyarıcı çevre, onun duygusal ve bilişsel gelişimine temel oluşturmaktadır. Çocukların sağlıklı bir şekilde büyümesinde ve gelişmesinde anne babalara büyük görevler düşmektedir.
Bu sebeple çocuğun bakım ve gelişiminde yakın çevrenin rolü göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir. Çocuğun yakın çevresini oluşturan aile, çocuğun tüm gelişimini desteklemede olduğu gibi sosyalleşme sürecinde de önemli bir etkendir. Kişiliğin temellerinin atıldığı ailede anne ve babalara çocuklarının gelecekteki kişiliğini belirlemede büyük görevler düşmektedir. Aile işlevselliği, evlilikteki uyum ve çatışma, anne-babanın çocuk yetiştirme tutumları ve bunların etkileri çocuğun gelişiminde önemli rol oynamaktadır.
Anne babaların çocuklarını desteklemeleri, etkin anne baba olabilmeleri, çocukları ile sağlıklı iletişim kurabilmeleri, çocuklarına karşı olumlu tutum ve davranış geliştirebilmeleri, çocuklar için zengin uyarıcılı ortamlar hazırlayabilmeleri ve kendilerine olan güvenlerini artırabilmeleri konusunda desteğe ihtiyaçları duyabilirler. Anne babaların bu kritik dönem hakkında bilgilendirilmesi ve erken çocukluk döneminin önemine karşı duyarlılıklarının artırılması büyük önem taşımaktadır.
Ebeveynlerin çocuklarıyla kaliteli ve verimli vakit geçirmeleri, aile ilişkilerinin güçlenmesine, ebeveynlerin çocuklarını daha iyi tanımasına, onları doğru yönlendirmesine, çocuğun ebeveynlerini model almasına ve çocuğun özellikle duygusal, sosyal gelişiminin desteklenmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca kendisine vakit ayrılan çocuk, sevildiğini, kendisine değer verildiğini hissetmekte, bu da güven duygusunun artmasına yardımcı olmaktadır. Tüm bu nedenlerden ötürü, anne-babalar çocuklarıyla verimli ve kaliteli vakit geçirmeye özen göstermelidirler. Çocuk gelişimi üzerine yapılan araştırmalar, okul öncesi dönemde anne-baba ile geçirilen zamanın ve bu zaman dilimindeki kaliteli etkileşimin; çocuğun beyin ve duygusal gelişimi üzerinde olumlu etkilerini ortaya koyuyor. Anne baba veya bakım veren yetişkin ile birlikte zaman geçirmek çocuğun;
• Merkezi sinir sisteminin gelişmesini destekler,
• Benlik algısını güçlendirir,
• Yetişkin ile güvenli bir bağ kurmasına yardımcı olur,
• Ebeveynlerine ve kendine olan güvenini geliştirir.
Verimli ve kaliteli vakit geçirmek, birlikte televizyon izlemek, birlikte olmak ya da aynı ortamda bulunup farklı uğraşlarla meşgul olmak demek değildir. Verimli ve kaliteli vakit geçirmek, ebeveynlerin çocuklarıyla karşılıklı, sözel ya da sözel olmayan bir şekilde veya iş birliğine dayalı etkileşimde bulunması anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle, verimli ve kaliteli vakit geçirmek, çocuğun, bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimine katkı sağlayacak, eğitici, öğretici, eğlendirici, yaratıcılık içeren faaliyetlerini ve çocuğun yaşına uygun sorumluluk almasını destekleyici, karşılıklı etkileşime dayalı veya iş birliğine dayalı faaliyetleri içermektedir. Çocuğun hayatındaki önemli kişilerle yakın bir ilişki halinde dış dünyayı deneyimlemesine olanak sağlamayı ve öğrenmeyi günlük yaşantı içerisinde desteklemeyi sağlayan eğitim araçlarından faydalanmak işe yarayacaktır. Kısacası kaliteli zaman geçirmek için çok farklı ev dışı etkinlikler araştırmaya gerek yok. Evde kaliteli zaman geçirmek de mümkün.
Psikolojik Danışman Elif Özmen

İlgili yazılar